ABD’nin Ulusal Kahramanları Serisi- Bölüm 1
Ulusal kahraman tabirine kitaplarda, dizilerde, filmlerde, yaptığınız bir sohbette rastlamış olabilirsiniz. Peki ya herkes için kullanılmayan, toplumlar için önemli bir anlam ifade eden bu kavramı tam olarak biliyor musunuz? Bir toplumun gözünde, bazı özellikleri, nitelikleri ve yönleri ile tanınmış olan; bilhassa tarihi olaylarda, durumlarda önemli rol oynamış kişiler “ulusal kahraman” olarak görülür ve bu şekilde anılırlar. Kullanılan bu tabir duruma, olaya ve topluma bağlı olarak “ulusun babası” da olabilir. Çoğu zaman gerçek bir kişilik olsa dahi bazen geçmişten günümüze halkın kendi yarattığı efsanevi kişilikleri de toplumun ulusal kahramanları olarak görebiliriz.
Toplum adına önemli fedakârlıklarda bulunmuş, milletini ileri taşımayı hedefleyerek adımlar atmış ulusal kahramanlar hayatları son bulsa dahi toplum içerisinde yaşatılmaya devam ederler. Bu kahramanların varlığını sürdürmek, önemini yansıtmak ve anmak amacıyla ulusal kurumlar birçok faaliyet göstermektedir. Bu faaliyetlerdeki amaç ulusal kahramanların bu unvana layık görülmelerindeki olayları, durumları toplumun her kesimine öğretmek; ulusal kahramanların kişiliğini yansıtmaktır.
Ulusal kurumlar bu amaçlar doğrultusunda değerli olan ve önemli konumlarda yer alan okulların, parkların, bahçelerin, sokakların, caddelerin, şehirlerin vb. mekânların isimlerini bu ulusal kahramanların adlarıyla onurlandırmaktadır. Her birinin olmasa da toplum adına en çok önem arz eden isimlerden bazılarının doğum ya da ölüm yıllarını -o günlerde ulusal kahramanları yeniden anmak amacıyla- milli bayram olarak nitelendirmektedir. Bunlara ek olarak ülkedeki madeni paralara ve kâğıt paralara ulusal kahramanların simaları da bastırılmaktadır.

Amerika Birleşik Devletleri’nde de ulusal kahramanlar, toplumun birlik ruhu ve iç huzuru adına önem taşır. Geçmişten günümüze “ulusal kahraman” olarak nitelendirilen kişiler toplum tarafından fazlasıyla benimsenmiştir ve hala aynı değeri görmektedir. ABD’de yapılan araştırmada, ülke genelinde binlerce Amerikalı çocuğa, gence, yetişkine kendi kahramanlarının kim olduğu sorulduğunda alınan cevaplarda birçok ortak isim yer alıyordu. Bunun sebebi kahramanların; toplumun refah seviyelerini yükseltmek, haklarını genişleterek var olan adaletsizliğin önüne geçmek, farklı toplum ya da ülkelerin baskılarına karşı koyarak özgürlüğü sağlamak gibi ortak amaçları olmasıdır.
ABD’deki ulusal kahramanlar, dünyada birçok toplum tarafından da tanınmaktadır. “Amerikan Kahramanları” dünya çapında bilinen kişiler olsalar da her tanınmış kişi kahraman sıfatına layık değildir. Bizler, “Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Ulusal Kahramanlar” adındaki 3 bölümlük serimiz ile birlikte sizlere; Amerikan toplumu adına önemli olaylarda ve durumlarda rol oynamış, gerçekleştirdiği bazı hamlelerle devletin geleceğine de yön vermiş ve ilerlemesine ön ayak olmuş kişiliklerden bahsedeceğiz. Böylece Amerika Birleşik Devletleri‘nin günümüzdeki konumunda da payı olan kişiliklere sizler de aşina olabilecek, onları daha detaylı tanıyabileceksiniz.
Clarissa Harlowe Barton
Clarissa Harlowe Barton, 25 Aralık 1821’de Kuzey Oxford, Massachusetts’de dünyaya gözlerini açtı. Babası Yüzbaşı Stephen Barton, Clara’ya vatan ve insan sevgisi aşılayan ilham kaynağıydı. Barton, henüz on yaşındayken, çatıdan düşüp kafa travması geçiren kardeşi David’i eski sağlıklı günlerine kavuşturma görevini üstlendi. Zamanında standartlaşmış olan bazı tedavi yöntemlerini öğrendi. Doktorlar, kardeşi David’den vazgeçse de Clara kardeşinden asla vazgeçmedi ve ona bakmaya devam etti. Kardeşi David sonunda tamamıyla iyileşti. Bunda Clara’nın payı büyüktü.
Clara çekingen ve utangaç bir kız olduğu için ailesi onun bu çekingenliğini üzerinden atmasına yardımcı olacağı bir liseye yazdırdı. Ancak bu yöntem hiç işe yaramadı. Aksine Clara daha depresif ve çekingen bir hale büründü hatta yemek yememeye başladı. Ailesi bu durumu fark edip kızlarının eski sağlığına dönmesi için Clara’yı tekrar evlerine getirdiler. Ailesi bu sefer de Clara’nın çekingenliğinin üstesinden gelebilmesi için onu öğretmen olmaya teşvik etti. Clara daha 17 yaşındayken, ilk öğretmenlik sertifikasını 1939 yılında aldı. Öğretmenlik Clara’nın çok ilgisini çekti ve onun için bu meslek motivasyon kaynağı oldu. İhtiyacı olan öz güveni sonunda elde etti.
Clara, Kanda ve Batı Georgia’daki çeşitli okullarda toplam 12 yıl boyunca öğretmenlik yaptı. Mesleğinde çok başarılıydı, ayrıca çocukları da çok seviyordu. Öğretmen olmakla yetinmeyen Clara, kendini geliştirmeye Clinton Liberal Enstitüsü’nde Yazı ve Dil Eğitimi’yle devam etti. 1851 yılında annesinin vefatı nedeniyle aile evleri kapandı. 1855’te Washington DC’ye taşındı. ABD Patent Ofisi’nde katiplik yaptı. Bu işi, ilk defa bir kadının federal hükümette bir erkeğin maaşına denk bir maaşla önemli bir memurluk göreviydi. Tarihte önemli bir yer edindi.

Baltimore İsyanı, 19 Nisan 1861’de Amerikan İç Savaşı’nın başlamasına sebep oldu. Ülkesini çok seven ve ülkesine yardım etmek isteyen Clara, Maryland’de saldırıya uğrayan 6. Massachusetts Milis’inin genç adamlarının barındığı eski ve tamamlanmamış Capitol binasına kendi cebinden çıkardığı parayla malzemeler alarak yardım etmeye başladı. Bu yardımlar, askerlere giyim, yiyecek ve yaşam ihtiyacı olan diğer malzemelerdi. Askerlerin motivasyonunu yüksek tutmak için çok çaba sarf etti. Kitaplar okudu, askerlerin ailelerine onlar için mektuplar yazdı, onlarla konuştu, dertlerini dinledi ve onlara her zaman destek oldu. “Savaş Alanının Meleği” olarak bilinirdi.
Clara, 1865-1868 yılları arasında elde ettiği savaş deneyimleri hakkında ülke genelinde konferanslar vererek geniş bir boyutta tanınırlık kazandı. Bu süre zarfında Susan B. Anthony ile tanıştı ve kadınların oy haklarıyla bir ilişki de kurmuş oldu. Clara zihinsel ve fiziksel olarak çok yorulmuştu ve işlerinden uzaklaşmak, dinlenmek istiyordu. 1868 yılında Avrupa’ya gitti ve 1869 yılında yaptığı bir gezi esnasında İsviçre merkezli Uluslararası Kızılhaç’ı öğrendi. Amerika’ya döndüğünde bu insani yardım kuruluşunun lobisini yapmaya başladı ve 1881 yılında Amerikan Kızıl Haçı’nı kurdu. 1904 yılına kadar başkanlığını yürüttü.
Hayatının büyük bir bölümünü insanlara yardım etmekle geçirdi. Türkiye ve Küba’daki insani krizlere müdahalelerde bulundu. Amerika’daki sel, kasırga gibi doğal afetlerde yardıma muhtaç olanlara yardım etti. Kızıl Haç’tan ayrıldı ve sonrasında Amerikan Ulusal İlk Yardım Derneği’ni kurdu. Savaş Alanının Meleği, 1912 yılında Maryland, Glen Echo’daki evinde hayata gözlerini yumdu. Zatürre nedeniyle öldüğü biliniyordu. Doksan yıllık bir ömür boyunca biriktirdiği mirasını vasiyet mektubu ile insanlığa hizmet edilmesi için bağışladı.
Susan B. Anthony
Susan B. Anthony, yüz binlerce kadını bir araya getiren Amerika’nın ilham verici büyük bir kahramanıydı. Susan B. Anthony, 15 Şubat 1820’de Adams Massachusetts’te doğdu. Mezhebine sıkı sıkıya bağlı bir Quaker ailesindendi. Ömrü boyunca kendini kadın haklarına adadı ve Amerika Birleşik Devleti’ndeki kadınlar için tarihin akışını değiştirdi. 1872 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oy kullanmak için casusluk yaptı ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yasadışı olarak oy kullandığında ulusal bir sansasyon yarattı. Bu hareketiyle kadınların siyasi haklarının önünü açtı. Nihai yargılama sonucu tutuklandı ve oy verdiği için 100 dolar para cezasına çarptırıldı.
Susan B. Anthony kendini erken yaşta aktivizme adadı ve hayatını sistemdeki adaletsizliğe karşı savaşarak geçirdi. Kadınlara seçim hakkının tanınmasında öncülük etti. Adaletin timsali niteliğinde bir kadın olan Susan B., 60 yıl boyunca Amerika’daki herkes için adalet mücadelesi verdi. Çok cesurdu ve köleliğin tümüyle kaldırılmasını savundu. Yaptığı eylemlerinde her zaman daha parlak gelecekten bahsetti ve gelecek için umutlu bir kahramandı.

Susan B. Anthony, en başından beri, bir hareket başlatmaya yönelik geniş bir vizyona sahipti. Hareketi için bir de sloganı vardı: “Başarısızlık imkansızdır”. Özgürlük için en azılı savaşçılardan biriydi adeta. Anthony’nin kadın hareketine kattığı şeylerden biri de muazzam bir inançtı. O dönemde kadınların çoğu eğitimsizdi ve çok az yasal hakları vardı. Bu yüzden Susan B. Anthony, her iki cinsiyet için kanun önünde eşit haklar istedi.
1892-1900 yılları arasında Amerikan Kadınlara Oy Hakkı Ulusal Derneği’nin başkanlığını yürüttü. Amerika’da kadınlara oy hakkı tanıyan Amerikan Anayasası’nın On Dokuzuncu maddesinin hazırlanmasına büyük katkılar sağlamıştır. Anthony, “Susan B. Anthony Değişikliği” olarak da bilinen bu maddenin yürürlüğe girmesinden tam 14 yıl önce öldü. 1979 yılında Amerika Birleşik Devletleri Darphanesi, bir kadın vatandaşı tasvir eden ilk ABD madeni parası olan Susan B. Anthony Doları’nı çıkarmıştır.
Sonuç olarak;
Bu yazımızda sizlere Amerika’nın iki ulusal kadın kahramanından bahsettik. Amerika ve dünya için ne kadar önemli oldukları tartışılmaz bir gerçek. Özellikle diğer kadınlara ilham olarak ve öncülük ederek arkalarında büyük bir miras bıraktılar. Amerika’yı ve Amerikalı insanları her zaman çok sevdiler ve ellerinden gelenin fazlasını yapmaya gayret gösterdiler. Kadınların çok az haklara sahip olduğu yıllarda böylesine iki kadının yaptığı kahramanlıklar Amerikan halkı tarafından asla unutulmayacaktır.
Bu tarz konularda daha fazla bilgi edinmek için buraya tıklayıp yazılarımıza göz atabilirsiniz.
#barton #halk #susananthony #ulusalkahraman #amerika #amerikanınulusalkahramanları #devlet